Koka yapraklarıyla neler yapabilirsiniz? Koka yapraklarının etkisi

Yüzyıllar boyunca, Güney Amerika'daki And Dağları'nın yerli halkları, hayati besin maddeleri ve vitaminler ile kokain alkaloitleri de dahil olmak üzere çok sayıda alkaloit içeren bir bitki olan koka yapraklarını tüketti. Koka yapraklarının tüketimi özellikle Kolombiya, Bolivya ve Peru'da yaygındır. Bu ülkelerde koka ekimi ve tüketimi, Fransa'da şarap, Almanya'da bira ve Meksika'da tekila kadar ulusal kültürün ayrılmaz bir parçasıdır. Bu bitki, Güney Amerika'daki And Dağları'nın yerli halklarının kültürel ve dini kimliğinin önemli bir simgesidir.

Asırlardır süren koka yaprağı içme geleneğinin kesinlikle kokainle hiçbir ilgisi yoktur. Koka yaprakları tüketmek açlık, susuzluk, yorgunluk duygularını bastırır, enerji artışına neden olur, sindirimi ve fiziksel dayanıklılığı artırır. Koka çalı yaprakları birçok vitamin ve mineral içerir, ağrıyı hafifletmeye yardımcı olur, doğal bir besin takviyesi görevi görür ve irtifa hastalığıyla mücadele gibi önemli tıbbi özelliklere sahiptir ve bu nedenle özellikle dağların yükseklerinde yaşayan insanlar için faydalıdır. Bolivya dağlarının seyrekleşmiş havasına alışmanın koka yapraklarından daha iyi bir yolu yoktur.

Koka Yaprakları Nasıl Çiğnenir?

Geleneksel olarak koka yaprakları ya çiğnenir ya da çay (mate de coca) olarak içilir. "Çiğnemek" kelimesi popüler bir terimdir, ancak yapraklar aslında bir ineğin çim çiğnemesi veya bir kişinin geviş getirmesi gibi çiğnenmez. Basitçe yanağın altına yerleştirilirler ve bir saat bekletilirler. Yaprak sapı ilk olarak çıkarılır, çünkü bunlar yapı olarak serttir, rahatsızlığa neden olur ve mukoza zarına zarar verebilir.
Tükürük yaprakları sarmaya başlar, boyutları önemli ölçüde azalır ve çiğnenmeyen, yanağın arkasında tutulan küçük bir topak halinde yuvarlanır. Ancak yapraklarda bulunan alkaloitler bu formda emilmez. Bunu yapmak için, yapraklara alkali maddeler eklemek gerekir, ancak o zaman kokain alkaloitleri aktive olmaya başlayacak ve ağız ve mide mukozasından kana emilecektir. La Paz'da en yaygın alkali, kinoa küllerinden anason ve şeker kamışı ile karıştırılarak yapılan lejía dulce'dir. Hayatınızı kolaylaştırmak için normal karbonat kullanın. Alkali, yaprakların ekşi tadını yumuşatır ve alkaloitleri aktive eder.

Alkali ajanın eklenmesinden birkaç dakika sonra mukoza üzerinde uyuşukluk etkisi hissedilmeye başlar. Bu, parçalanmış kokain alkaloitlerinin yanağın mukoza zarından kana nüfuz etmeye başladığı anlamına gelir; Salgılanan meyve suyunun bir kısmı gastrointestinal sistem tarafından emilir.

Koka yapraklarının çiğnenmesinin maksimum etkisi yaklaşık 60 dakika sürer, ardından ağızdaki uyuşukluk kaybolur, bu da yapraklarda bulunan alkaloitlerin zaten emildiği anlamına gelir. Efekti sürdürmek için yeni bir yaprak kısmı kullanmanız gerekir.

Koka yaprağı çayı

Koka yapraklarını çiğnemek yalnızca yerli halk arasında yaygınken, koka yaprağı çayı (mate de coca) içmek Bolivya'da ve And bölgesindeki diğer ülkelerde toplumun tüm kesimlerinin karakteristik özelliğidir. Yeşilimsi sarı renkte, yeşil çaya benzer hafif, hafif mayhoş bir tada sahiptir. Koka yaprakları Bolivya'daki çoğu markette çay poşetleri içinde paketlenmiş olarak satılıyor ve turistik işletmelerde koka yaprağı çayı da sunuluyor. Bu çayı içmenin sağlık, ruh hali ve aktivite için faydalı olduğuna yaygın olarak inanılmaktadır. Çay, irtifa hastalığını önlemek, yorgunluğu azaltmak ve fiziksel aktiviteyi artırmak için turistlere sıklıkla tavsiye ediliyor. Ancak koka yaprağı çayı içmenin etkisi, çiğnemekten önemli ölçüde daha azdır.

Koka yaprakları sağlıklı bir üründür

Koka çalısı, içeriğindeki kokain alkaloitinden dolayı dünyada tanınmış bir bitkidir. Ancak üzümlerin şarap olmadığı gibi, koka yaprakları da kokain değildir. Koka yapraklarını çiğnemek, haşhaş tohumu yemekle aynı "uyuşturucu kullanımıdır". Koka çalısı yapraklarının koka alkaloid içeriği %0,25 ile %0,77 arasında çok düşüktür. Bu nedenle koka yapraklarının geleneksel olarak çiğnenmesi veya çay içilmesi aşırı bir coşku veya yükseklik durumuna neden olmaz, yani insanların kokain kullandıktan sonra hissettiği uyuşturucu sarhoşluğu durumuna neden olmaz.

Bir gram koka yaprağından (bir çay poşetinin tipik içeriği) yapılan bir fincan çay, yaklaşık 4,2 mg koka alkaloidi içerir. Karşılaştırıldığında, bir kokain dozu 20 ila 30 miligramdır. Bu alkaloitlerin varlığı nedeniyle koka yaprakları, tüketimi kahve veya çay ile karşılaştırılabilecek hafif bir uyarıcıdır. Koka yaprakları uyuşturucu bağımlılığı riski oluşturmaz ve tehlikeli bağımlılık yapıcı etkilere neden olmaz. Bir saat kadar süren hafif bir enerji artışı hissedeceksiniz, hepsi bu.

İlginç gerçekler

Bolivya, Kolombiya ve Peru'dan sonra dünyanın üçüncü büyük koka üreticisidir.

Koka yapraklarının ekimi ve satışı Bolivya'nın GSYİH'sının %2'sini oluşturuyor.

Bolivya hakkında faydalı makaleler

Bolivya'daki ilginç yerler

Bolivya ile ilgili tüm makaleler


Quechua dilindeki “kuka” kelimesinden gelen kokain çalısı (lat. Erythroxylum coca), koka ailesinden bir çalı bitkisi türüdür. Anavatanı Güney Amerika'nın kuzeybatısıdır, ancak bitki artık Afrika, Hindistan ve adada da yapay olarak yetiştirilmektedir. Java. Coca, And halkının kültürel geleneklerinde önemli bir rol oynamaktadır. Geçtiğimiz yüzyılda koka, uyarıcı bir ilaç olan kokain üretimi için hammadde olarak yaygın şekilde bilinmeye başlandı.

Koka çalısı karaçalıya benziyor. Bitki boyu 2−3 m'dir, dalları düz, yaprakları ince, yeşil, oval şekilli, uç kısmı sivridir.

Koka çiçekleri küçüktür, kısa saplar üzerinde küçük gruplar halinde düzenlenmiştir, korolla beş sarı-beyaz yapraktan oluşur, anterler kalp şeklindedir, pistil üçlü bir yumurtalık odası oluşturacak şekilde birleşmiş üç halıdan oluşur. Çiçekler olgunlaşıp kırmızı meyvelere dönüşür.

Farmakoloji

Kokanın farmakolojik olarak aktif bileşeni, taze yapraklarda ~%0,2 oranında bulunan alkaloid kokaindir. Kokaine ek olarak koka yaprağı, metilekgoin sinamat, benzilekgoin, truxilin, hidroksitropakokain, tropakokain, ekgoin, kuskohigrin, dihidrokuskohigrin, nikotin ve higrin dahil olmak üzere birçok başka alkaloit içerir. Bu psikoaktif olmayan alkaloidlerin bazıları hala Coca-Cola'da katkı maddesi olarak kullanılıyor. Koka ayrıca vitaminler ve mikro elementler açısından da zengindir. Koka yaprağı çiğnendiğinde uyarıcı görevi görerek açlığı, susuzluğu ve yorgunluğu bastırır. Novokain gibi bazı anestezikler kokadan elde edilir. Kuru koka yapraklarının LD50'si 3450 mg/kg'dır, ancak bu rakam 31,4 mg/kg kokain içeriğine dayanmaktadır.

Yetiştirme ve kullanım

Koka çalısı, yetiştirilen çeşide bağlı olarak geleneksel olarak And Dağları'nın eteklerinde veya yaylalarda yetiştirilir. Eski çağlardan beri yaprakları Venezüella, Kolombiya, Ekvador, Peru ve Bolivya'nın yerli halkı tarafından uyarıcı olarak kullanılmıştır. Dağlarda oksijen seviyesinin düşük olduğu zamanlarda koka içmek aktif kalmanıza yardımcı olur. Koka'nın dini ve sembolik önemi de vardır. Amerika Birleşik Devletleri'nde, kokainin tıbbi amaçlarla yasal olarak üretilmesine ve kullanılmasına rağmen, yasadışı pazardaki büyük satışlar nedeniyle 1980'lerden beri sınırsız koka ekimi yasaklanmıştır.

Kurutulmuş yaprakların iyi taze örnekleri düzleşecek, çay benzeri güçlü bir aromaya sahip olacak, çiğnendiğinde yavaş yavaş ağzı uyuşturacak ve tadı keskin ve hoş olacaktır. Yaşlı yapraklar kendine özgü bir koku, kahverengi bir renk kazanır ve tadı yeterince keskin değildir.

Geleneksel kullanım

And Dağları'ndaki yerli halklar binlerce yıldır koka yaprağı kullanıyor. Geleneksel olarak chuspa veya huallqui adı verilen ve içinde günlük koka yapraklarının yanı sıra az miktarda ilucta veya lipta tozu (Quechua llipt"a), sönmemiş kireç veya kinoa külü içeren bir kese taşırlar. Tozun küçük bir kısmı çiğnenir. koka yapraklarıyla birlikte bu, büzücü aromasını yumuşatır ve alkaloidin ekstraksiyonunu kolaylaştırır. Peru'da tozun isimleri farklı olup genellikle lipta (Quechua llipt"a) ve lejía (İspanyolca lejía) olarak adlandırılır. . Bu maddelerin çoğunun tadı tuzludur ancak istisnalar da vardır. Bolivya'nın La Paz bölgesinde, anason ve şeker kamışı ile karıştırılmış kinoa küllerinden yapılan, tatlı tadı olan yumuşak siyah bir kütle oluşturan, lejía dulce (tatlı çıtır) olarak bilinen bir madde kullanılır. hoş meyan kökü aroması. Bazı yerlerde bico adı verilen karbonat kullanılıyor. bico.

Zorlu dağ koşullarında hayatta kalmak için koka yapraklarını çiğnemek çok önemliydi. Koka yaprakları ruh halini değiştiren alkaloitlerin yanı sıra birçok besin içerir. Protein ve vitamin bakımından zengin olan koka çalıları, diğer besin kaynaklarının kıt olduğu yerlerde yetişir. Koka aynı zamanda dağlarda düşük tansiyonla ilişkili uyuşukluk ve baş ağrılarını bastırmak için de kullanılıyor. Koka, And dünya görüşünde o kadar sıradan ve merkezi bir yerdi ki, mesafe genellikle kokada veya akulli adı verilen, bir noktadan diğerine yürürken çiğnenebilen ağız dolusu koka yapraklarının sayısıyla ölçülürdü. Cocada aynı zamanda zamanı ölçmek için de kullanılıyordu, yani bir ağız dolusu koka yaprağının lezzetini ve gücünü kaybetmeden önce çiğnenmesi için geçen süre anlamına geliyordu.

Kutsal kullanım

Koka kutsal bir bitki olarak kabul ediliyordu ve hem İnka öncesi hem de İnka öncesi And halklarının dini törenlerinde kullanılıyordu. Hintliler dini törenler boyunca koka dumanını Güneş'e kurban olarak kullandılar. Koka, Peru, Bolivya, Ekvador, Kolombiya, Kuzey Arjantin ve Şili halkları arasında huaca (Quechua wak'a, "saygı nesnesi") olarak hâlâ dini amaçlarla kullanılmaktadır. Koka yaprakları da falcılık için kullanılmaktadır.

Kolombiya'nın Karayip kıyısındaki Santa Marta'da koka, poporo adı verilen özel bir cihaz kullanılarak tüketiliyor. Poporo erkekliğin simgesi ama aynı zamanda kadınların da cinsel simgesi. Cihaz rahim şeklinde, içindeki çubuk ise fallus şeklinde. Poporodaki sopanın hareketleri cinsel ilişkiyi simgelemektedir. Poporo insanlar için "yiyecek", "kadın", "hafıza" ve "meditasyon" anlamına gelen bir tılsımdır. Poporo'nun erkekliğin sembolü olduğunu vurgulamak önemlidir. Ama erkeklere erkekliğini veren kadındır. Oğulları evlenmeye hazır olana kadar kadınların koka kullanması yasaktır.

Başlıklar

Koka çiğnemeye mambear, chacchar (Quechua chaqchay) veya acullicar (Quechua akulliy) veya Bolivya'da picchar denir. İspanyolca masticar fiili, "yanağın arkasından bir koka topu çiğnemek" anlamına gelen "bola" kelimesinden türetilen argo "bolear" kelimesiyle birlikte sıklıkla kullanılmaktadır. Günümüzde koka yapraklarını çiğnemek And popülasyonunda yaygın bir olaydır. Özellikle koka ekimi ve tüketiminin ulusal kültürün bir parçası olduğu Bolivya dağlarında yaygındır. Coca, Güney Amerika kabilelerinin yerli kültürel ve dini kimliğinin güçlü bir simgesi olarak hizmet ediyor. Koka yaprakları yerel pazarlarda ve sokak tezgahlarında torbalarda satılıyor.

Koka çayı

Koka çayı (İspanyolca: Mate de coca), koka yapraklarından yapılır. Koka yapraklarından ticari çay üretimi yaygınlaştı; bu tür çaylar And ülkelerindeki tüm alışveriş merkezlerinde ve mağazalarda serbestçe satılıyor. Güney Amerika ülkelerinde koka çayı tüketimi yaygındır. Koka çayı, And halkları tarafından dini ritüellerin yanı sıra tıbbi amaçlar için de kullanılıyor. “İnka Yolu”nda (Machu Picchu'ya giden turistik yol), rehberler ve turistler irtifa hastalığını hafifletmek için koka çayı içerler. Yetkililer La Paz'ı ziyaret ettiğinde konuklara koka çayı ikram etmek bir gelenektir. Haber ajanslarına göre koka çayı Prenses Anne, Papa II. John Paul ve Hugo Chavez tarafından da içildi.

Kolombiya polisi koka tarlalarını havadan pestisit atarak yok ediyor ve Bolivya Devlet Başkanı Evo Morales koka yapraklarını çiğniyor ve katıldığı neredeyse her uluslararası konferansta bunun reklamını yapıyor.

Koka, And halkı için en az beş bin yıldır yetiştirilen geleneksel ve neredeyse ritüel bir bitkidir ve aynı zamanda en pahalı ve popüler uyuşturuculardan biri olan kokainin hammaddesidir. Meksika uyuşturucu kartelleri arasında yıkıcı bir savaşa yol açtı. Peki koka nedir, kötü mü, iyi mi? Dergi MagMen's Kendi araştırmamı yürütmeye ve kokanın ne olduğunu bulmaya ve aynı zamanda koka ile ilgili çok sayıda stereotipi ortadan kaldırmaya karar verdim.

Kokainin olduğu ama kokanın olmadığı yer

DSÖ Bizden Meksikalı uyuşturucu kartellerini duymadım ve ABD'ye kokain taşımaları ? Bu nedenle Birçoğu ciddi olarak bu kokainin Meksika'da üretildiğine inanıyor , orada yetiştirilen kokadan. Güney Meksika'da bir orman var, peki neden orada koka olmasın? Aslında hiçbir şey böyle değil , Sadece Meksika pahalı bir ilacın önemli bir tüketicisinin (ABD) yanında bulunuyor, bu yüzden Kolombiya'dan kokain için önemli bir geçiş ülkesi haline geldi.

Ülkede kanlı bir savaşın çıkması nedeniyle geçiş. Yine de, Kokainin kendisi orada üretilmiyor ve koka orada yetiştirilmiyor.

Koka nerede yetişir?

Birçok koka ormanla güçlü bir şekilde bağlantılıdır, ancak aslında Her yerde yetişmez - bu tüyler ürpertici zorlu bitki. Pek çok açıdan koka veya koka çalısı çay fidanına benzer ve benzer bakım gerektirir. Büyür herhangi bir ormanda değil, yalnızca dağlık ormanlarda , And Dağları'nın doğu yamaçlarında Deniz seviyesinden 500-1500 metre yükseklikte, daha yüksek yerler artık buna uygun değil - bitki en ufak dona bile çok duyarlı.

And Dağları'ndaki koka tarlaları

Bu nedenlerden dolayı, Koka yetiştirme bölgesi, Güney Amerika'daki And Dağları'nın doğu yamaçları boyunca uzanan ince, süreksiz bir şerittir.

Koka nasıl yetiştirilir?

Parlak güneşten ve devriye uçaklarından korunmak için uzun bitkilerin gölgesine koka çalıları dikilir. 3 metreye kadar uzayan koka çalısı tohumlardan yetiştirilip, fideler 40-60 cm yüksekliğe ulaştığında yeniden dikilerek dikkatli ve düzenli bir şekilde yabani otları ayıklanır. Koka yapraklarının hasadı çay yapraklarının hasadına benzer: Taze, yumuşak sürgünleri topluyorlar, güneş altında kurutuyorlar ve bu, koka'nın sıklıkla yağmur yağdığı nemli yerlerde yetiştiğini hesaba katıyor.

koka bitkisi

21. yüzyıldayız ama Koka bakımı çoğunlukla el emeğidir. Hasat yılda birkaç kez yapılır ve miktar bakıma bağlıdır.

Koka hasadı

Bu nedenle saygıdeğer Uyuşturucu baronları koka ekimini küçük çiftçilere bırakmayı tercih ediyor bitkiye dikkatli bakım sağlayabilen ve zaten hasatlarını alıyorlar .

Koka - Hint gelenekleri

Bunu sıklıkla duyabilirsiniz koka uyuşturucu değildir , Ve yapraklarıyla beyaz narkotik tozu arasında kocaman bir uçurum var; uyuşturucuların kötü olduğunu ve Koka yapraklarını çiğnemek eski ve faydalı bir Hint geleneğidir.

Güney Amerika'da koka

Gerçekten mi, Koka yaprakları alkaloid kokain içerir, ancak küçük miktarlarda , Ve Koka yaprakları çiğnendiğinde kişinin yorgunluğu azalır, açlık hissi donuklaşır, dinçlik ve hafif bir sersemlik ortaya çıkar. Aşırı dozda kokainden ölmek kolaydır ama... Koka yapraklarını çiğneyerek ölmek için bir kilogramdan fazlasını bir oturuşta tüketmeniz gerekir. bu kesinlikle gerçekçi değil.

Ancak her şey o kadar basit değil. Avrupalıların gelişinden önce koka yetiştirilip tüketiliyordu, ancak çok sıkı kontrol altındaydı ve İnka İmparatorluğu'nda koka, zorlu seferlerdeki askerler, soylular ve rahipler tarafından çiğneniyordu. Ve her gün değil. A Koka sıradan köylünün elinde değildi.

Kolombiya'daki koka

Koka kullanımı İspanyollar döneminde evrensel bir gelenek haline geldi. İlk başta bitkiyi pagan ritüellerinde aktif olarak kullanıldığı için yasakladılar, ancak daha sonra koka'nın ticari potansiyelini görerek aktif olarak yetiştirip satmaya başladılar. And Kızılderilileri daha önce yasak olan meyveye coşkuyla bağımlı hale geldi ve bunun onlara fayda sağlaması pek olası değil çünkü koka genellikle Avrupalılar tarafından ithal edilen güçlü alkolle birleştirilirdi.

Koka içeceği

Alkol ve kokaya dayanarak, tamamen güçlü kaçak içki çeşitleri yarattılar. Ve ayrıca koka içebilir misin (kurutulmuş) ve yemeğe ekleyin.

Koka yaprakları çiğnemek

Koka yapraklarını çiğnemeye karar verirseniz bundan hoşlanmanız pek mümkün değildir. Gerçek şu ki İle Oka öyle çiğnenmiyor, içine bir avuç limon, soda, hatta kül veya kinoa külü eklenerek çiğneniyor. daha iyi meyve suyu çıkışı için. Her şeyi hesaba katarak, tadı şüpheli bir lezzet, bu arada, Güney Amerika'daki neredeyse tüm asırlık insanlar çiğniyor .

Çay aynı zamanda koka yapraklarından da yapılır. , ancak bu daha çok turistler için - yerel halk koka çiğnemeye alışkın, öyle ki Yayalar mesafeyi kokain cinsinden, yani çiğnenmiş koka porsiyonlarının sayısıyla bile ölçer.

Bizim dünyamızda her şey görecelidir. Bu nedenle yeryüzünde var olan bitkilerin hiçbirine kesinlikle zararlı denilemez. Şaşıracaksınız ama koka bitkisinin bile kendine has faydalı özellikleri var. Halen tıpta kullanılmaktadır. Ancak bu tüketilebileceği anlamına gelmez. Sonuçta bu bitkinin içerdiği kokain oldukça bağımlılık yapıcı ve hayati tehlike oluşturuyor. Bugün bu çalının faydalı ve zararlı özelliklerinden bahsedeceğiz ve ayrıca zehirlenirseniz ne yapacağınızı da anlatacağız.

Koka bitkisinin tıbbi kullanımları

Koka yaprakları, içerdikleri kokain alkaloidiyle dünya çapında tanınmaktadır. Ruhu olumsuz yönde etkileyen ve oldukça bağımlılık yaratan güçlü bir narkotik madde olarak kabul edilir.


Evde kokain yetiştirmeyi aklınızdan bile geçirmeyin. Bu, etkileyici bir ceza alabileceğiniz bir suçtur.

Çok sayıda olumsuz özelliğe rağmen koka çalısı tıpta kullanım alanı bulmuştur. Bakalım bu bitkinin vücut üzerinde nasıl bir etkisi var?

Kokanın vücut üzerindeki faydalı etkileri:

  1. Koka yapraklarının, biri kokain olan çok sayıda narkotik alkaloit içermesine rağmen, bu bitki faydalı mikro elementler ve vitaminler açısından zengindir.
  2. Daha önce koka yaprakları halk hekimliğinde hastalıklara yönelik çeşitli ilaçların hazırlanmasında kullanılıyordu.
  3. Kokain halen ağız ve göz ameliyatlarında lokal anestezik olarak kullanılmaktadır.
  4. Gözlerdeki plastik cerrahi de nadiren koka yapraklarına dayanan ağrı kesiciler kullanılmadan yapılır. Bu ilaç, anestezinin yanı sıra kan damarlarını da daraltma özelliğine sahiptir.
  5. Koka yaprakları güçlü bir enerji içeceğidir. Performansı ve ruh halini iyileştirir. Ayrıca açlık ve susuzluk hissini de azaltır.
  6. Bronşiyal astımı tedavi eden bazı ilaçlar koka yaprağı ekstraktı içerir.
  7. Bu ilaç aynı zamanda gastrointestinal rahatsızlıklarla da iyi başa çıkıyor.

Koka yaprakları kesinlikle zararlı bir ürün olarak adlandırılamaz. Doğru kullanıldığında yalnızca fayda sağlayabilirler.

Uyuşturucu bağımlılığı ve kokain çalısı

Antik İnkalar, eski çağlardan beri koka tohumlarını ve yapraklarını kullanıyorlar. Bu bitki doğal bir enerji içeceği görevi görüyordu ve harika bir moral yükselticiydi. Bu ürün saf kokainden çok daha hafiftir.


Her ne kadar koka yapraklarını tüketmek çiğneme olarak adlandırılsa da aslında bu terim tam anlamıyla doğru değildir. Aslında koka yeşillikleri ağız boşluğuna yerleştirilir ve orada yumuşatılır ve emilir, bu sayede alkaloitler yavaşça damağa emilir.

Koka yapraklarının yetiştirilmesi Afrika kabileleri tarafından çok uzun zamandır uygulanmaktadır. Orada bu bitkinin dini önemi olduğu kadar tıbbi önemi de yok. Ayrıca bunu kullanan kabilelerde sıklıkla besin eksikliği yaşanıyor ve koka yaprakları açlık ve susuzluğun üstesinden gelmeye yardımcı oluyor. Ek olarak, bu tür bir çiğneme, bir enerji dalgalanmasını ve ruh halindeki bir yükselişi garanti eder.

Koka yapraklarının farklı şekillerde çiğnenmeye hazırlanması:

  1. Kızılderililer koka yapraklarını limonla karıştırıp çiğniyordu. Bunun için yeşillikleri alıp damarlarını temizledikten sonra top haline getirip gökyüzünün altına yerleştirdiler. Daha sonra ağza kireçle ıslatılmış bir çubuk yerleştirildi.
  2. And Dağları'nda koka yetiştirmek savaşın yarısıdır. Bunun için özel bir katalizör hazırlamanız gerekiyor. Bunun için bitkiler özel bir tencerede ince toz haline gelinceye kadar pişirilir. Mısır birası, schnapps veya limon suyuyla nemlendirilerek piramitler haline getiriliyor ve güneşte kurutuluyor. Karışım sertleştiğinde parçalara bölünür ve koka yapraklarıyla birlikte çiğnenir.
  3. Koka yaprakları çeşitli tatlandırıcılarla da çiğnenebilir. Örneğin Peru'da kavrulmuş bezelye yaprakları ve kadife çiçeği kullanılır.

Afrika ülkelerinde koka bitkisi oldukça popülerdir. Narkotik maddeler açısından zengin olduğundan ruh halini iyileştirebilir ve beyin aktivitesini uyarabilir. Ancak bunun yararlı olduğunu düşünmeyin.

Koka yapraklarının gövdesi üzerindeki tehlikeli etkiler

Koka yaprakları tıbbi amaçlar için kullanılır. Yüzü uyuştururlar ve beyin aktivitesi üzerinde faydalı bir etkiye sahiptirler. Ayrıca moralinizi yükseltir ve doğal bir enerji yükselticidir. Ancak bunların pek çok yan etkisi vardır.


Stephen King ve Sigmund Freud'un kokain kullandığını biliyorsunuz. Ancak çok geçmeden böyle bir hobinin tüm sonuçlarını hissettiler ve yapılması kolay olmayan bu ilacı "bıraktılar".

Koka gibi bir bitki sağlık açısından çok tehlikelidir. Tüm tıbbi özelliklerine rağmen bu ağacın korkunç yan etkileri vardır.

Koka'nın zararlı özellikleri:

  1. Kokainin ana yan etkisi hızlı bağımlılıktır. Bu durumda psikolojik bağlanma, fiziksel bağlanmadan daha hızlı ortaya çıkar.
  2. Şiddetli “yoksunluk” ancak birkaç doz kokainden sonra ortaya çıkar. Üstelik daha hafif bir biçimde ve yaprakların olağan çiğnenmesi sırasında bulunurlar.
  3. Zamanla, önceki kokain dozları istenen etkiyi yaratmaz. Bunların arttırılması gerekiyor. Koka yaprakları ise sürekli yaşamak zorundalar.
  4. Kokainin burundan çekilmesi burun septumunu tahrip eder. Önce üzerinde kanayan yaralar belirir, sonra delikler açılır ve sonuçta bu septumun ölümü nedeniyle her iki burun deliği birbirine bağlanır.
  5. Yakında koka yapraklarının desteği olmadan kişi depresyon yaşamaya başlar. Psikozlar ortaya çıkıyor. Birçoğu intihar ediyor.
  6. Kalp krizi ve felç, koka yapraklarından elde edilen ürünleri tüketmenin diğer iki yan etkisidir. Bu alkaloidler kalbin, kan damarlarının ve beynin durumunu olumsuz yönde etkiler.
  7. Aşırı dozda kokain sıklıkla ölümle sonuçlanır. Ancak koka yapraklarıyla bu etkiyi elde etmek zordur.

Kokain bağımlılığı tedavi edilebilir. Ancak bunun için kişinin kendisi üzerinde büyük bir çaba sarf etmesi gerekir. Sonuçta kola bağımlılığından kurtulmanın temel kuralı kokainden vazgeçmektir. Hastaya ayrıca "dengelemenin" yoğunluğunu hafifleten ilaçlar ve bir psikoloğa ziyaret de reçete edilebilir.

Koka yaprakları ve tohumları tarafından zehirlenirseniz ne yapmalısınız?

Koka Afrika ülkelerinde yetişiyor. Ancak bunu bize de getiriyorlar. Ayrıca bu bitkiyi evde yetiştiren “geleneksel ustalar” da var.

Ne yazık ki çok fazla kokain bağımlısı yok. Bu hobi sıklıkla aşırı dozlara ve sonuç olarak ölüme yol açar. Bu nedenle kokain zehirlenmesi durumunda ne yapmanız gerektiğini bilmeniz gerekir.

Kokain zehirlenmesi durumunda ne yapmalısınız:

  1. Öncelikle mide yüzde birlik karbolen çözeltisiyle yıkanır. Ancak bu yöntem yalnızca yaprakların çiğnenmesi durumunda etkilidir.
  2. Birkaç damla nitrogliserin de dahili olarak enjekte edilir. Isıtıcı içecekler kullanılır.
  3. Kalp masajı gerekli olabilir. Bu durursa olur.
  4. Şiddetli psikoz için şizofreni tedavisinde kullanılan ilaçlar reçete edilir.

Elbette bir kişinin herhangi bir ilaca aşırı dozda maruz kaldığını görürseniz hemen ambulans çağırmalısınız. Kendi kendine ilaç tedavisi yalnızca zarar verebilir.

Koka yapraklarının insanlar üzerindeki etkileri (video)

Koka yaprakları tıpta kullanılır. Yüz ve ağızda lokal anestezi için iyidirler. Ancak yanlış kullanıldığında büyük zararlar verebilirler.

Ansiklopedik YouTube

    1 / 1

    ✪ KOKAİN HAKKINDA 20 ŞOK EDİCİ GERÇEK

Altyazılar

Kokain insanoğlunun bildiği en sinsi uyuşturuculardan biridir. Kokain genellikle şeker, novokain, amfetamin ve novokaine benzer diğer ilaçlarla birlikte kullanılır. Kokain almaya başladığınızda onun gücünden kurtulmak neredeyse imkansız hale gelir. 21. yüzyılın en tehlikeli uyuşturucularından biri hakkında 20 gerçeği sunuyorum. Kokain, Güney Amerika'nın And dağlık bölgelerinde yetişen koka çalısının (Coca) yapraklarından elde edilen bir uyuşturucudur. Kokain toz ve kristal olmak üzere iki ana biçimde gelir. Kristal formdaki kokain toptancılar tarafından satılıp daha sonra satışa sunulur. Kokain, toplam miktarı artırmak ve kârı en üst düzeye çıkarmak amacıyla neredeyse her zaman satıcılar tarafından kesiliyor. Kokaindeki yaygın katkı maddeleri arasında laktoz, lidokain, mısır nişastası, talk ve şeker bulunur. Kokain doğada bulunan en güçlü merkezi sinir sistemi uyarıcısıdır. Kokain kullandıktan sonra kişi kan damarlarında daralma, ateş artışı ve kalp atış hızında artış yaşar. İnsanlar bir güç dalgası, özgüven ve coşku hissi yaşamaya başlar. Amerika Birleşik Devletleri'nde bir gram saf kokainin ortalama perakende fiyatı şu anda 80 ila 100 dolar arasında değişiyor. Kokain, diğer tüm yasa dışı uyuşturuculardan üç kat daha fazla insanı öldürüyor. Kokain ve alkol kombinasyonu toksinlerin salınmasına neden olur ve bağımlıların yaklaşık %75'ini öldürür. Her gün 2,5 bin Amerikalı ilk kez kokain deneyiyor. Saf kokainin kaynağı olan koka yaprakları, narkotik sarhoşluğu üretmek için binlerce yıldır çiğnenip yutulmaktadır. Erkekler kokainin etkilerini kadınlara göre daha hızlı hissederler. Kokain ilk olarak 1859'da koka yapraklarından çıkarıldı ve 1863 gibi erken bir tarihte Fransa'da müstahkem şaraba eklendi. Ve 1880'den itibaren anestezik olarak kullanılmaya başlandı. Koka yaprağından saflaştırılmış bir kimyasal olan kokain hidroklorür, 1900'lü yılların başında çeşitli rahatsızlıklar için üretilen tonik ve iksirlerin ana etken maddesiydi. 1903 yılına kadar Coca-Cola alkolsüz içecekleri, güçlü bir uyarıcı etki yaratmak için porsiyon başına dokuz miligram kokain içeriyordu. Sigmund Freud, kokaini hastalarına faydalı bir ilaç olarak tavsiye etti ve kendisi de güçlü uyuşturuculara bağımlılıktan muzdaripti. Hamilelik sırasında kokain kullanan annelerin bebekleri düşük doğum ağırlığına sahip olma ve beyin hasarına uğrama eğilimindedir. 1914'te Amerika Birleşik Devletleri'nde kokain yasaklandıktan sonra kokaine olan talep keskin bir şekilde düştü. Ancak 1960'lardan bu yana kokainin popülaritesi yeniden arttı ve 1970'lerin sonlarına gelindiğinde kokain birçok orta sınıf Amerikalı ve üzeri tarafından yaygın olarak kullanıldı. Kokain kullanmaya başlayan kişilerin yaklaşık %10'u hemen daha ciddi ve zor uyuşturuculara yöneliyor. Kokain dünyanın birçok ülkesinde bulunabilir. Kokainin neredeyse hiç kullanılmadığı tek bölge Asya çünkü yerli uyuşturucular çok daha ucuz. Dünya çapında her yıl 800 tondan fazla kokain üretiliyor.

Botanik açıklama

Çeşitler ve sınıflandırma

Birkaç çeşit koka vardır:

  • Erythroxylum coca var. iPad Sabancı, 1979
  • Erythroxylum coca var. novo-granatense D. Morris, 1889
  • Erythroxylum coca var. ladin ağacı Burck, 1890

Erythroxylum coca varyantı Lam. var. ipadu Ploughman sıradan kokadan (Erythroxylum coca) neredeyse ayırt edilemez. Lam. var. coca), diğer iki çeşit genellikle eşanlamlı olarak kabul edilir Eritroksilum novogranatens (D.Morris) Hieron.

Koka tarihi

Kuzeybatı Peru'da, M.Ö. 6.000 yıllarına kadar uzanan kültürel katmanlarda koka yapraklarının çiğnenmesiyle ilgili arkeolojik kalıntılar bulunmuştur. Daha sonra çeşitli And kültürleri arasında her yerde bulundu.

Avrupalıların koka ile ilk tanışması

Avrupalıların bununla ilk kez Yeni Dünya'nın keşfi sırasında karşılaştığı iddia ediliyor - 12 Ekim 1492'de Kristof Kolomb'a " kuru, çok değerli yapraklar”, bunlar ya tütün ya da koka idi.

And Kızılderilileri tarafından koka kullanımı

İnkaların kokaini kullanmanın birkaç yolu vardı:

İlk iki yöntem ana yöntemlerdi. Buna göre, koka'nın ana tüketicileri Sapay İnka hükümdarı ve çevresinin yanı sıra tapınaklar ve kutsal yerlerdi ve bu nedenle nüfusun büyük bir kısmı koka tüketmiyordu.

Peru'da Avrupalılar tarafından koka keşfi

İspanyollar İnka İmparatorluğu'nun başkenti Cusco'ya vardıklarında iki çeşit koka keşfettiler: mamox koka (Eritroksilum koka Lamarck), And Dağları'nın doğu yamaçlarında yetişiyor ve Tupa koka (Eritoksilum novograntense Daha sonra D. Morris tarafından tanımlanan), daha küçük ve İnka hükümdarı için tasarlanmış, kuzey Peru'nun Pasifik kıyısından Cuzco'ya teslim edilmiş, aynı zamanda haberciler ve gezginler tarafından teşvik amacıyla da kullanılmış. 1567'deki İkinci Lima Konseyi tarafından koka çiğnemek pagan ayini olarak kabul edildi ve yasaklandı. Ünlü avukat Juan de Matienzo'nun (Kızılderililerin sert sömürüsünün destekçisi ve koka ekimi için lobici) aynı yıl şunları söylediği: “ Olma koki- Peru olmayacak", çünkü koka Peru Valiliği ve dolayısıyla İspanyol İmparatorluğu için en önemli gelir kaynaklarından biriydi. Diego de Robles'in Peru (1570'ler) hakkındaki raporunda bildirdiği gibi: “ koka And Dağları Kızılderililer için çok zararlıdır... birçok insanı öldürdü", insan hayatı için elverişsiz koşullarda yetişen ve Kızılderililerin bulaşıcı hastalıklar nedeniyle kitlesel yenilgisinden kaynaklanan koka toplarken aşırı yüksek ölüm oranına atıfta bulunuyor. Genellikle sivrisinekler tarafından taşınan hastalıklar. Yetkili Fernando Santillan da İspanya Kralı'na sunduğu raporda bundan bahsediyor; İnkalar döneminde koka ekiminin yaygın olmadığı, yalnızca İnkaların kendisi ve bazı üst düzey yetkililer için hasat edildiği bilgisini de veriyor. yalnızca İspanyollar-encomenderos, toplanması ve hazırlanması için Kızılderilileri koka yetişen yerlere sürmeye başladı.

Bazı İspanyol kronikçiler kokadan bir tapınma ve kurban nesnesi olarak bahseder:

  • Juan de Betanzos () koka hakkında ayrıntılı olarak konuşan ilk tarihçilerden biridir: “ Ve sonra, erkek olsun, kadın olsun şehrin tüm sakinlerinin Güneş'in evine kurbanlarını kesmeleri için gelmelerini emretti; Bütün halk bir araya toplandığında bu kurbanlar yakıldı: belli bir miktar mısır ve koki bir şenlik ateşinin üzerinde, her biri birbiri ardına giriyor, yalınayak ve gözleri yere eğik» .
  • Cieza de Leon, Pedro de Chronicle of Peru'da () bitki ve kurutulmuş yaprakları hakkında çok sayıda bilgi bıraktı: " Hint Adaları'nda gittiğim her yerde, yerel Kızılderililerin ince dal veya çimen gibi kökleri ağızlarında taşımaktan büyük zevk aldıklarını fark ettim. Antiocha kenti civarında bazı insanlar küçük koku ve Armagh illerinde - diğer şifalı bitkiler. Quimbaya ve Anserma'da ağaçların yumuşak çekirdeği vardır ve her zaman çok yeşildirler; yorulmamak için dişleriyle çiğnedikleri birkaç damarı keserler. Cali ve Popayan şehrine bağlı çoğu köyde, yukarıda adı geçen ince koka'yı ağızlarında taşırlar ve küçük balkabaklarından özel bir karışım veya kompozisyon çıkararak hazırlayıp ağızlarına koyarlar ve oraya taşırlar. kirece benzer özel bir toprakla aynı. Peru'nun her yerinde bunu taşımak yaygındı ve şimdi bile koku sabahtan akşama kadar çöpe atmadan. Kızılderililere ağızlarının neden her zaman o otla dolu olduğunu (yemedikleri, sadece çiğnedikleri) sorduğunda, kendilerini daha az aç hissettiklerini ve kendi içlerinde çok fazla güç ve dinçlik keşfettiklerini söylüyorlar.» .
  • Keşiş Juan de San Pedro () kokanın narkotik etkisinin doğası hakkında bilgi veriyor: “ Ayrıca Atagukh'a başka bir şekilde, yani yakarak da tapındılar. koku(Kızılderililerin çok değer verdiği bir bitkidir ve yutmadan ağızlarında tutmakla büyük bir güç kazandıklarını veçocuk oyuncağı [şefler; cesur adamlar], kendi dillerinde cesur anlamına gelir). Bu otun yardımıyla büyük günahlar ve fedakarlıklar yapılır ve bunun bir kısmı vacalarda bulunur."
  • Polo de Ondegardo, Juan (): “ Bu vergi veya haraç, İnkalar tarafından özel bir kişi olarak değil, bir Kral ve hükümdar olarak alınıyordu. İşte büyük yanılgı da buradan geliyor. Tüm alanların olduğu belirtildi kokiİnkalara ait oldukları doğruydu ve bu nedenle Majestelerine aitlerdi.» .
  • Molina, Cristobal de (): “ Koyun göğüslerini ateşe veren ve Wiraipirikuk adında başkaları da vardı. koku, ve o nesneler yanarken belli işaretlere göre ne olacağını tahmin etti...»; « Ayrıca aynı tatilcilere bazı büyük sepetler de teklif ettiler. koki pavkar-runku denilen ve pavkar-kintu denilen koka gibi diğerleri ve biraz kızarmış mısır ve mulyu denilen mısır şeklindeki kırmızı ve sarı deniz kabukları...»; « Daha sonra, Place San Domingo'nun arkasında bulunan ve İspanyollar tarafından Limapampa olarak adlandırılan meydanda şarkı söylemek ve dans etmek için dışarı çıktılar. Burada, sabah Yaradan'ın Rahipleri beyaz bir koyun, mısır kurban ettiler, koku, rengarenk tüyler, katır adı verilen deniz kabukları; Yaradan'a bereketli bir yıl vermesi için yalvarıyor ve O, her şeyi yoktan yarattığına ve onlara varlık verdiğine göre, onların isteklerini yerine getirmeye tenezzül edecek.» .
  • Avila, Francisco de (): “ Zor bir işe başlamaları gerektiğinde ona dua ettiler, çarşafları fırlattılar koki yere yatıp şöyle dedi: "Kuniraya Viracocha'nın öngördüğü şeyi bana hatırlatın" ve eski [sakinler] Viracocha'yı görememeleri için onunla konuşup dua ettiler.»; « Ancak o anda kadın taşa dönüştü. Ve bugüne kadar insan bacakları ve ayırt edilebilir cinsiyetiyle orada; Vatiakuri'nin yerleştirdiği yolun üzerinde yer almaktadır. Evet ve bugün o bile [tapınıyor ve] kurban ediliyor koku herhangi bir nedenle» .

Avrupa'da koka hakkında ilk bilimsel bilgi

Avrupa'da ilk bilimsel bilgi 1565 yılında Sevillalı doktor Nicolas Monardes tarafından muhtemelen Cieza de Leon'un getirdiği materyalden yayımlandı. Latince'ye çeviri, botanikçi ve Viyana'daki (Avusturya) İmparatorluk Botanik Bahçesi'nin yöneticisi Karl Clusius tarafından gerçekleştirildi ve bu onun koka üzerine en çok alıntı yapılan çalışmasıdır.

Koka'yı ayrıntılı olarak tanımlayan ikinci bilim adamı, doğa bilimci Cizvit José de Acosta'ydı ().

Avrupa'da koka hakkındaki bilgilerin yayılma tarihi

  • - doktor ve Peru Başkanı Hipolito Unanue, New York'ta koka'nın özelliklerine ilişkin bir rapor okuyor.
  • - Dr. Weddell, koka'nın etkisinin kısa süre önce keşfedilen ancak tespit edilemeyen teinin (çayın aktif bileşeni) varlığından kaynaklandığını öne sürdü.
  • - konsantreden - uçucu yağlar - " adı verilen küçük iğne şeklinde kristaller elde edildi Eritroksilin».
  • - oksitlenmiş alkole (alkol daha sonra buharlaştırıldı) ve alkali bir sodyum karbonat çözeltisine dayalı bir konsantre oluşturuldu. Ancak deney başarısızlıkla sonuçlandı ve koka'nın olağandışı özellikleri efsane ilan edildi.
  • - Coca, Paolo Mantegazza'nın bir makalesi sayesinde Avrupa'da tanınıyor.
  • Daha sonra Göttingen'de Peru'ya seyahat eden Dr. Scherzer'den bilgi aldıktan sonra, Albert Niemann(Almanca: Albert Niemann) [ şablonu kaldır] ondan özel bir bileşeni izole eder - alkaloid C 32 H 20 NO 8 ve onu çağırır kokain. Ayrıca alındı kokain balmumu- C 66 H 66 O 4 ve bir dizi başka ürün. Maisch ve William Lessen tarafından yapılan araştırma, formülü şu anki formu olan C17H21NO4'e getirdi.
  • - “Vino Mariani” kokainli şarap içeceği üretimine başlandı.
  • - Sigmund Freud kokain kullanımını destekliyor.
  • - Viyanalı doktor Kohler, kokainin cerrahi operasyonlar sırasında kullanıldığında faydalı özelliklerini keşfetti.
  • - Emil Erlenmayer kokaini düşünüyor “ üçüncü bela».
  • - Coca-Cola tıbbi bir içecek olarak karşımıza çıkıyor.
  • - Londra'nın Kew banliyösündeki (Büyük Britanya) Kraliyet Botanik Bahçelerinde D. Morris'in kimliği şöyle belirlendi: Eritroksilum novogranatens, sözde Kolombiyalı koka veya Trujil koka .
  • - Amerikan tıbbı, Mortimer'in temel eseri olan “Kokanın Tarihi”nde kokanın özelliklerini öğreniyor.
  • - Kokain Afyon Sözleşmesine dahildir.
  • - Perulu psikiyatristlerin desteğiyle koka kullanımının durdurulmasını başlatan Lahey Sözleşmesi Peru'da imzalandı.
  • - DSÖ Komitesi, bin yıllık koka çiğnemenin madde bağımlılığı bozukluğu olarak değerlendirilmesi gerektiğine karar verdi.
  • - Evrensel Narkotik İlaçlar Sözleşmesi kokanın ortadan kaldırılmasına karar veriyor.
  • - ABD hükümeti koka ekimi yapan ülkelere yaptırım uygulamaya başladı.

Başlıklar

Vikihaber Coca Çiğneme konusuna gelince:

Koka çiğnemeye denir mambear, chacchar(Quechua chaqchay) veya acullicar(Quechua akulliy) - kısa bir süre çiğneyin; sürekli çiğneyin - Castuni veya Bolivya'da, pikar. İspanyolca fiil sakız argo ile birlikte de sıklıkla kullanılır " büyükbaş hayvan" - kelimesinden türetilmiş bir kelime " bola", yani" yanağın arkasından bir top koka çiğnemek».

Koka isimlerinin çoğu Quechua-İspanyolca sözlüğünün derleyicisi Diego Gonzalez Holguin () tarafından bırakıldı. Bu nedenle, orijinal olarak Quechua dilinde “koka tohumları” olarak adlandırılıyordu. Mucllu, "koka sepeti" - Runcu. “Koka yiyin” - Accullini acullicuni acuni.

16.-17. yüzyılların diğer orijinal tarihi isimleri:

" sözü dikkat çekicidir. koca"gibi geliyordu" koka”, ancak İspanyol Katolik misyonerlerinin aspire edilmiş ve aspire edilmemiş ünsüzler arasında her zaman net bir ayrım yapmadığı göz önüne alındığında, belki biraz farklı. İnka prensesleri ve hükümdarların eşleri için de özel bir isim vardı: “ koka", örneğin adında Chuki Vipa Koka, Wascara-İnka imparatorluğunun hükümdarının karısı (“ Mesaj kipukamayokov", 1542 ).

Farmakoloji

Kokanın farmakolojik olarak aktif bileşeni, taze yapraklarda ~%0,2 oranında bulunan alkaloid kokaindir. Kokaine ek olarak koka yaprağı, metilekgoin sinamat, benzilekgoin, truxilin, hidroksitropakokain, tropakokain, ekgonin, cuscohygrine, dihidrocuscohygrine ve hygrine dahil olmak üzere çeşitli başka alkaloidler içerir. Bu psikoaktif olmayan alkaloidlerin bazıları hala Coca-Cola'da katkı maddesi olarak kullanılıyor. Koka ayrıca vitaminler ve mikro elementler açısından da zengindir. Koka yaprağı çiğnendiğinde uyarıcı görevi görerek açlığı, susuzluğu ve yorgunluğu bastırır. Kuru koka yapraklarının LD50'si 3450 mg/kg'dır, ancak bu rakam 31,4 mg/kg kokain içeriğine dayanmaktadır.

  • Novokain gibi bazı sentetik anestezikler, adını kokainden alır ancak koka alkaloitleriyle hiçbir ilişkisi yoktur.

Yetiştirme ve kullanım

Koka çalısı, yetiştirilen çeşide bağlı olarak geleneksel olarak And Dağları'nın eteklerinde veya yaylalarda yetiştirilir. Eski çağlardan beri yaprakları Venezüella, Kolombiya, Ekvador, Peru ve Bolivya'nın yerli halkı tarafından uyarıcı olarak kullanılmıştır. Dağlarda oksijen seviyesinin düşük olduğu zamanlarda koka içmek irtifa hastalığının semptomlarını hafifletir ve aktif kalmaya yardımcı olur. Koka'nın dini ve sembolik önemi de vardır. Günümüzde koka yapraklarını çiğnemek And popülasyonunda yaygın bir olaydır. Özellikle koka ekimi ve tüketiminin ulusal kültürün bir parçası olduğu Bolivya dağlarında yaygındır. Coca, Güney Amerika kabilelerinin yerli kültürel ve dini kimliğinin güçlü bir sembolü olarak hizmet ediyor. Koka yaprakları yerel pazarlarda ve sokak tezgahlarında torbalarda satılıyor. Bilim insanları koka yapraklarının çiğnenmesi nedeniyle kronik zehirlenme ve bağımlılığa dair hiçbir kanıt bulamıyor: 186: 290. Kurutulmuş yaprakların iyi taze örnekleri düzleşecek ve çay benzeri güçlü bir aromaya sahip olacaktır. Bunları çiğnerken ağız yavaş yavaş uyuşur, tadı keskin ve hoş olur. Yaşlı yapraklar kendine özgü bir koku, kahverengi bir renk kazanır ve tadı yeterince keskin değildir.

Yaygın inanışın aksine, Kuzey Amerika'nın iklim koşulları koka yetiştirmek için elverişlidir. Amerika Birleşik Devletleri'nde, 1970'lerin başında başlayan ve kokainin geleneksel üretim kaynaklarından taşınmasını zorlaştıran "uyuşturucuya karşı savaş" nedeniyle, bazı kokain kullanıcıları evde koka çalıları yetiştirmeye başladı (önce seralarda, sonra da yakında büyük ölçeklerde açık havada). Amerika Birleşik Devletleri'nde koka tohumları ve bitki yetiştirme teknolojileri için 1977 gibi erken bir pazarın var olduğuna dair kanıtlar var. Hükümet ajanları Florida, Porto Riko ve Hawaii'de koka tarlaları keşfetti:302. 1980'lerden bu yana, yasa dışı pazardaki yoğun satışlar nedeniyle sınırsız koka ekimi yasaklandı.

Tohumlar aralık ayından ocak ayına kadar genç sürgünlerden ayrı olarak güneşten korunan bir yere ekilir. 40-60 cm yükseklikte fideler dikkatlice yabani otlardan arındırılmış toprağa nakledilir. Koka en iyi sıcak, nemli bölgelerde, açık alanlarda çiçek açar; tropik ormanlarda. En iyi yapraklar engebeli ve kuru bölgelerde yetişir. Sadece taze yaprak sürgünleri toplanır. Montaja hazır olan yapraklar büküldüğünde kırılır. İlk ve en bol hasat, yağışlı mevsimin ardından Mart ayında hasat edilir; ikincisi - Haziran ayının sonunda, üçüncüsü Ekim veya Kasım aylarında. Toplanan yapraklar (matu) kaba yünlü bir bezin üzerine ince bir tabaka halinde serilerek güneşte kurutulur. Kurutulmuş yapraklar nemden korunan torbalarda saklanır.

Geleneksel kullanım

Günlük kullanım

And Dağları'ndaki yerli halklar binlerce yıldır koka yaprağı kullanıyor. Koka yapraklarını tüketme süreci, yaprakların çiğnenmesi, açığa çıkan sıvıların emilmesi ve yaprakların yutulmasından oluşur:289. Hintliler geleneksel olarak chuspa veya huallqui adı verilen, günlük porsiyon koka yaprakları ve az miktarda toz içeren bir kese taşırlar. Ilukta veya lipta(Quechua llipt "a), sönmemiş kireç veya kinoa külü. Koka yapraklarıyla birlikte az miktarda toz çiğnenir; bu, alkaloitin maksimum ekstraksiyonunu sağlar ve yaprakların büzücü aromasını yumuşatır. Bu alkali katkı maddesinin isimleri farklı şekillerde farklıdır. Peru'da buna genellikle denir. lipta(Quechua llipt"a) ve lejía(İspanyol) lejía). Bu maddelerin çoğunun tadı tuzludur ancak istisnalar da vardır. Bolivya'nın La Paz bölgesinde - olarak bilinen bir madde kullanın. lejía dulce(tatlı snap), anason ve şeker kamışı ile karıştırılmış kinoa küllerinden yapılan, tatlı bir tada ve hoş bir meyan kökü aromasına sahip yumuşak siyah bir kütle oluşturan. Bazı yerlerde sp adı verilen kabartma tozu kullanılır. biko .

Araştırmacılar, bir bireyin tüketebileceği ortalama günlük koka yaprağı dozunun yaklaşık altmış gram olduğunu öne sürdü. Böylece, kokain yapraklarındaki alkaloid içeriği (kütlelerinin yalnızca% 0,5-0,7'si) dikkate alındığında, vücut tarafından uzun süre eşit olarak alınan günlük kokain dozu 200-300 seviyesindeydi (diğerlerine göre) kaynaklar - 500:289'a kadar) miligram. Kokainin oral olarak uygulandığında biyoyararlanımı oldukça düşük olduğundan -% 20-40, koka yapraklarının çiğnenmesinin sağlık üzerinde önemli bir etkisi olamaz. Görgü tanıkları, koka yapraklarını çiğnerken hissettikleri hislerin, iki fincan kahve içtikten sonraki hislere benzer olduğunu anlattı.

Zorlu dağ koşullarında hayatta kalmak için koka yapraklarını çiğnemek çok önemliydi. Koka yaprakları ruh halini değiştiren alkaloitlerin yanı sıra birçok besin içerir. Protein ve vitamin bakımından zengin olan koka çalıları, diğer besin kaynaklarının kıt olduğu yerlerde yetişir. Koka aynı zamanda dağlarda düşük tansiyonla ilişkili uyuşukluk ve baş ağrılarını bastırmak için de kullanılıyor. Coca, And halklarının dünya görüşünün o kadar sıradan ve merkezi bir parçasıydı ki, mesafe çoğu zaman adı verilen birimlerle ölçülüyordu. kakadu(İspanyol) kokada) veya köpekbalıkları(Quechua akulli) ve bir noktadan diğerine yürürken çiğnenebilecek koka yapraklarının ağız dolusu sayısı anlamına geliyordu. Kakada aynı zamanda zamanı ölçmek için de kullanılır, yani bir ağız dolusu koka yaprağının tadını ve gücünü kaybetmeden önce çiğnenmesi için geçen süre anlamına gelir.

Batıl inanç kullanımı

Koka çayı

Uluslararası kullanım

Koka uzun zamandır kaçakçılığın konusu olmuştur. İşlenmiş koka'nın yasal ihracatı iyice yerleşmiştir; koka yaprakları çay olarak ihraç edilmektedir, Coca-Cola'nın (kafeinle değiştirilmeden önce) hazırlanmasında ve tıbbi kullanım için ayrılmaz bir parçadır.

Endüstri

Koka kozmetik yapımında ve gıda endüstrisinde kullanılır. İlaç endüstrisinde koka, anestezik ilaçların üretiminde kullanılmaktadır.

Yasallık

Hong Kong

Hong Kong'da koka kullanımı, Tehlikeli İlaçlar Yönetmeliği Bölüm 134'ün Ek 1'inde düzenlenmektedir. Yalnızca üniversite araştırmalarında görev yapan sağlık profesyonellerinin koka kullanmasına izin verilmektedir. Madde eczacılar tarafından reçete edildiği şekilde kullanılabilir. Reçetesiz bir madde sağlayan herkes 10.000 HK$ para cezasına çarptırılabilir. Bir maddenin kaçakçılığı veya üretimi için - 5 milyon dolar para cezası ve ömür boyu hapis cezası. Sağlık Bakanlığı lisansı olmadan kokain kullanmak yasa dışıdır ve 1 milyon dolar para cezası ve/veya 7 yıl hapisle cezalandırılır.

Rusya

Rusya'da koka yaprağı, Rusya Federasyonu'nda Kontrole Tabi Narkotik İlaçlar, Psikotrop Maddeler ve Bunların Öncüleri Listesinin I Listesinde narkotik ilaç olarak yer almaktadır (dolaşım yasaktır).

Notlar

  1. Bu makalede açıklanan bitki grubu için dikotiledon sınıfını üstün bir takson olarak belirtmenin gelenekselliği için, "Dikotiledonlar" makalesinin "APG Sistemleri" bölümüne bakın.
  2. Eritroksilum novogranatens(İngilizce): The Plant List web sitesinde (versiyon 1.1, 2013) 20.11.2011'de takson adı hakkında bilgi.
  3. İnsanlar 8 bin yıl önce koka yapraklarını çiğnemeye başladı (Tanımsız) . BBC Rusya Servisi (2010-12-2). Erişim tarihi: 9 Mart 2017.
  4. Cocachasqui - Coca y Mundo Andino Cocachasqui coca Peru Peru kola kokain ilaçlar drogas cocaína uyuşturucu barış
  5. Juan de Matienzo de Peralta. "Gobierno de Peru"
  6. Hindistan'daki Belge Koleksiyonu. Tomo XI. -Madrid, 1869, s.40
  7. Relacion del origen, descendencia, politica y gobierno de los inca (1555) (Tanımsız) . 10 Temmuz 2012 tarihinde kaynağından arşivlendi.
  8. Juan de Betanzos.  İnkalar ve onların toplam sayısı hakkında bir hikaye (Tanımsız) . 13 Temmuz 2012 tarihinde kaynağından arşivlendi.
  9. "Peru Chronicle.  Birinci Bölüm (çeviren: A. Skromnitsky)", Kiev, 2009 (Tanımsız) .